Selülit Programı, Selülit Giderici Egzersiz Programı

Selülit Neden Oluşur?

Vücutta selülit oluşmasının altında pek çok sebep olabilir ama “Selülit nasıl oluşur?” sorusunun cevabı, cilt altındaki yağ dokularının genişlemesidir. Hacmi artan yağ dokuları cildi dışarıya doğru iterek kendine alan açar. Bu sırada cildi bedene bağlayan bağ dokular gerilir ve yağ dokularını keserek kümelenmeler oluşturur. Böylece bedenin dış yüzeyindeki o çukurlu selülit görünümü oluşur.

Selülitin 3 farklı derecesi bulunur. İlkinde selülit dokusu vardır ancak görebilmek için deriyi hafifçe sıkmak gerekir. Otururken bacakta çukurlar oluşabilir, ayağa kalkılınca ise kaybolur. İkinci derecede bireyler ayaktayken de selülitli doku görülebilir hâle gelir. Estetik kaygılar oluşur ancak henüz ciddi bir sağlık sorunundan bahsedilemez.

Üçüncü derecede selülit dokusu artık oldukça belirgindir. Obeziteyle gelişen bu aşamada cilt altındaki aşırı yağ dokusundan kaynaklanan ve lipödem de denilen ağrılı selülit ortaya çıkabilir. Deri iyice sertleşir, doku kaybı başlar. Selülitli bölgelere dokunulduğunda ya da otururken, uzanırken ciddi ağrılar hissedilebilir.

Selülit oluşumunu önlemek ve var olan selülitlerden kurtulmak için öncelikle sebeplerini öğrenmek gerekir. Selülitin altındaki sebepler ise şunlardır:

Kötü Beslenme

Vücudun temel enerji kaynağı, besinlerle alınan glikozdur. Vücut, her gün alınan glikozun ihtiyacı kadarını enerjiye dönüştürür. Fazlasını ise daha sonra kullanmak üzere yağa dönüştürerek depolar. Eğer aşırı yağlı, şekerli ve glikoz yükü yüksek besinlerin tüketildiği bir beslenme alışkanlığı edinilmişse vücuttaki yağ oranı da hızla artacağı için selülit oluşumu kaçınılmaz hâle gelir. Tüm besin gruplarının dengeli ve yeterli miktarlarda tüketildiği, sağlıklı bir beslenme rutini oluşturmak içinse kalibra diyet metodundan yararlanılabilir.

Genetik Faktörler

Selülit her ne kadar vücuttaki yağ oranının artmasıyla oluşsa da bazen ideal kilosundaki bireyler de bu sorundan muzdarip olabilir. Çünkü vücudun metabolizma hızı, yağ dokularının vücuttaki dağılımı, kan dolaşım sistemi gibi pek çok unsur; genetik faktörlerden etkilenerek şekillenir. Ailesinde kalıtsal selülit öyküsü bulunan kişilerin aynı sorunu yaşama ihtimali daha yüksektir.

Hormon Bozuklukları

Hormonlar, cilt sağlığı ve görünümü üzerinde doğrudan etkilidir. Özellikle östrojen, insülin ve tiroid hormonlarının vücuttaki dengesi bozulursa selülit oluşumuna zemin hazırlanır. Çünkü hormon bozuklukları, kan dolaşımını da bozar. Cilt hücreleri oksijensiz kalır, kolajen üretimi azalır. Sarkmalar, çöküntüler oluşur. Esnekliğini yitiren cilt dokuları arasında yağ dokuları ve ödem birikir, selülitli görünüm belirginleşir.

Kan Dolaşımı Bozuklukları

Cildin sımsıkı ve sağlıklı kalmasında kan dolaşımının da payı büyüktür. Çünkü cilt, ihtiyaç duyduğu oksijeni ve besinleri kandan alır. Kan dolaşımı bozulduğunda ise cilt zayıflar, kolajen üretimi yavaşlar. Yine cildin sıkılığını kaybetmesi, dokuların arasında sıvı ve yağ birikmesi sürecine girilir, selülitler ortaya çıkar. Pürüzsüz bir cilt için kan dolaşımının mutlaka düzenlenmesi gerekir. Ayrıca ödeme bağlı gelişen selülit problemlerine lezzetli bir çözüm olarak SDM 14 ödem atımı destekleyici gıda takviyesinden de yardım alınabilir.

Bağ Dokusu Zayıflığı

Cilt epidermis, dermis ve hipodermis adlarındaki 3 ayrı katmandan oluşur. Bu katmanların bedene sımsıkı tutunmasını ise bağ dokular sağlar. Bağ dokular aslında oldukça güçlü ve esnektir. Zayıflayıp esnekliğini yitirdiğinde ise cilt altındaki yağ dokularını keserek kümelenmelerine yol açar. Böylece cilt üzerinde pürüzlü, çukurlu selülit görünümü oluşur.

Hareketsizlik

Hareketsizlik, vücuttaki yağ dokularının artmasındaki en büyük etkenlerden biridir. Ayrıca hareketsiz yaşam hormonların ve kan dolaşımının bozulmasına da yol açabilir. Dolayısıyla birçok açıdan selülit oluşumunu tetikler.

Psikolojik Faktörler

Yoğun stres, vücuttaki hormonal dengeyi bozan en güçlü etkenlerden biridir. Bağışıklığı baskılar, kan dolaşımını bozar, uyku sorunlarına yol açabilir. Cildin dinlenmek, tazelenmek, beslenmek için ihtiyaç duyduğu tüm süreçler riske girebileceği için selülit gibi pek çok cilt sorununa da zemin hazırlanır. Ayrıca yoğun stres, depresyon gibi faktörler sigara veya alkol kullanımını da tetikleyebilir. Dolayısıyla vücudun hormonal dengesi, kandaki oksijen oranı, dolaşım sisteminin işleyişi bu durumdan olumsuz etkileneceği için yine selülit riski artabilir.

Selülit Programı Nedir?

Selülit, hem kadınlarda hem erkeklerde ciddi estetik kaygılara ve öz güven sorunlarına yol açabilir. Portakal kabuğu görünümünden bir an önce kurtulup pürüzsüz ve sıkı bir cilde kavuşmak isteyen bireylerin aklında “1 haftada selülit nasıl gider?” gibi sorular uyanır. Yağ dokusunu kesen fibröz bantları yakan lazer tedavileri ya da mezoterapi gibi yöntemler 1 haftada selülit yok etme için hızlı birer çözüm gibi görünebilir. Ancak uzun süreli, etkili ve doğal bir çözüm daha var.

Selülit programı, bu problemden kurtulmak için vücuttaki yağ oranını dengelemeyi amaçlayan bir yöntemdir. Böylece bireyleri çok daha kusursuz bir beden görünümü ve daha sağlıklı bir yaşama kavuşturmayı amaçlar. Program, en az 3 haftalık diyet ve 10 günlük geçiş dönemlerinden oluşur. Ayrıca hareketsizliği önleyen, kan dolaşımı ve hormon salınımını dengeleyen bir egzersiz planı uygulanır. Süreç, selülitlerin derecesine ve bireyin kaybetmesi gereken kilo miktarına bağlı olarak uzayabilir.